Birçoğumuz matbaanın ilk kullanımının Johannes Gutenberg’e dayandığını biliriz. İşin aslı aslında çok daha farklıdır. Gutenberg’den çok daha öncesine dayanır matbaanın tarihi. Matbaa Uzakdoğu topraklarında teknik olmayan haliyle gelmiştir dünyaya. Matbaanın atası bilinen bu tekniğin adıysa ağaç oyma tekniğidir. M.S.700’e gelindiğinde ise ilk basılı gazete Pekin’de ortaya çıkmıştır. İnsanların fikirlerini yayabilmesinin başlangıç tarihi de şüphesiz aynı dönemlere dayanır.
Tun-Huang mağarasındaki buluntular, matbaayı Çinliler’den alan Uygurların 9. Yüzyıldan itibaren baskı yaptıklarını göstermektedir. Diğer yandan 4. yüzyıl Mısır’ında, Çin’deki tekniğe benzer bir şekilde kumaş üzerine ağaç oyma kalıplarla yapılan baskılara rastlanmıştır. Aynı teknikle Arapça metinlerin basımı, 9. ve 10. yüzyıllarda yine Mısır’da başlamıştır. İslam ülkeleri de gelişen matbaa teknolojisinden nasibini almıştır.
Avrupa’da matbaacılık, ağaç oyma kalıplarla yapılan kumaş baskısını, İslam dünyasından görerek başlamıştır. Özellikle Hollanda, basım tekniği konusunda kendini en çok geliştiren ülke olmuştur. 1430 yılında, Haarlem kentinde tek tek harflerle baskı denemelerini ilk kez Lourens Janszoon Coster’in yaptığı sanılmaktadır. Nihayet 1450 yılına gelindiğinde Johannes Gutenberg, ortağı Fust ile birlikte Almanya’nın Mainz şehrinde metal harflerle basım tekniğini bulmuş ve matbaada uygulamıştır. Gutenberg'in bu dahiyene icadı, özellikle 1455'te bastığı İncil sayesinde, kısa sürede Avrupa’dan başlayarak tüm dünyada tanınmıştır. Daha sonra tipo baskı olarak adlandırılan matbaa tekniği, sanayi devrimiyle doğan modern baskı makinalarının ve matbaacılık endüstrisinin temeli olmuş, 20. yüzyıl sonlarına kadar kullanılmıştır.
Osmanlı tarihinin tozlu sayfalarında matbaanın gelişimi büyük yer tutar. Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk matbaası 1493 yılında, İbrahim Müteferrika’dan 234 yıl önce, Sefarad göçmeni David- Samuel İbn Nahmias Kardeşler tarafından kurulmuş, ilk kitap aynı yıl basılmıştır. 1530'da İtalya’dan İstanbul'a yerleşen Sonsino ailesi ise, italik harfler, sayfa düzeni, folyo işaretleme tekniği, metin başının büyük harfle belirtilmesi gibi yenilikleri matbaa sanatına kazandırmıştır. 1727 yılında İlk Müslüman matbaasını kuran İbrahim Müteferrika’yla ülkede bir başka ilk gerçekleşmiştir. Günümüzde Türk matbaacılığı, teknolojik gelişmelere bağlı olarak Avrupa’daki emsalleriyle aynı kalitede ürünler üretmektedir. Kağıtlar, renkler ve mürekkepler var olduğu sürece de matbaacılık, varlığını sürdürmeye devam edecektir.